21 Şubat 2010 Pazar

ekşi sözlük onbir yaşında zirvesi

şu an şu satırları bir bayram sabahı, bir beleş akide şekeri kazanımı sonrası, bir pek çok beleş şeyi aynı anda kazanmanın verdiği neş’eyle, bir bedavacının** lunaparka, atari salonuna ya da birahaneye koşma azmini duyma şevkiyle yazıyorum dostlar. hatam ya da atladığım olursa affola..

bunu söyleyeceğim aklımın ucundan geçmezdi lakin oradaydım.

öncelikle ben de pek çok kişi gibi tamamen bilimsel amaçlı, sosyolojik derinliğimizi arttırmak ve toplumbilim literatürümüze, hatta hatta türk antropolojisine yılansı fare çocuklar gerçekliğini tescil ettirmek amaçlı bilumum deneyler yapmak ve gözlemlerde bulunmak için oradaydım. yoksa ücretsiz servisle gidilip dönülecek beleş duman konseri için değil tabii..

öncelikle şunu söylemeliyim, tabii ki kendi adımla gitmedim. her ne kadar bilinen biri olmasam da olur adamına rastlarız da dayak atmak isteyenler çıkar diye tırstım açıkçası. gizlenmeliydim ve tebdil-i kıyafet içindeydim ve bir yazarın +1 sap kontenjanını kullandım.

gelelim çoğunlukla sosyal, kısmen entelektüel ama en çok da fiziksel gözlemlerimize. girişteki arkadaşlar çok nazikti, sağolsunlar. yaka kartı veren hanım kızlarımız da öyle. bizim yazar uzun bir süre nick’ini söylemeye utandı, kartını aldı ama pek çok kişi gibi o da takmadı tabii.

velhasıl ilk girdiğimizde ortamı bir kolaçan edelim dedik, bir envanter çıkaralım. termal algılayıcılı gözlerimiz keratin yoğun, tekstil seyrek canlılara doğru yönelmemizi sağladı. öngördüğümüz üzere oran oldukça düşüktü. arkadaş pareto analizi bile yaptı. “buradan %20 kız düşürme olasılığı ortamdaki sapların %80’inin sarhoş olmasına bağlı”.. e biz dahil ortamın %90’ının da sap olduğu düşünülürse olasılık oldukça düşüktü. ama biz ne yaptık, zoru sevdiğimiz için ayık olan %20 sapın ayartma ihtimali olan kızlardan düşmeyecek %80’inin peşinden gitme hayaliyle yola çıktık. güce inandık, güce sığındık. lakin şartlar çetin, atmosfer sıcak. elif kağnısını yediyor kara geceden geceden.

işte o anda kozmik odada tam önümüzde o’nu gördük. inceden inceden fısıldıyordu gaibe:

“bulmacanın sonuna geldiğinde tek bir soru çıkmaz karşına; tüm sorular aynı anda sarar etrafını” dedi, başını iki yana sallayarak gülerken müstehzi..

ondan sonra ayrı bir şevkle gözlemledik etrafı.

sözlükçüyü gördük. kozmik odada ayakta salınım yapan ortam yabancısı tipleri, kız arkadaşlarının yanında am biti gibi davranan yapışıkları, ağızlarıyla değil götleriyle içen acemileri, yerlerde bira şişeleri kıran medeniyet düşmanlarını gördük.

sözlükçüyü gördük. burnu kaf dağında ayakları havada ne oldum budalalarını, yeni hatunları görüp kıskanan sözlük eliti eski hatunları, onların yalakası gedikli elemanları gördük.

sözlükçüyü gördük. yerdeki tabağa pasta koyup yeme azmindeki genci, tek başına sigara tüttürüp içkisini içen biçareyi, kozmik odaya alınmayan eski yazarı, reklamcıyım diye dolanan bihaberi gördük.

sözlükçüyü gördük. sosyalleşme umuduyla gözleri parlayan nice civanlar, endamını gözlerininin önüne, sözlerini gözlerinin ardına gizleyen nice cins-i latifler gördük.

ve biz tüm bunları böylece gördük,

ve sanal alemlerde namı yürüyen

sözlükçüleri

ve ekşisözlük'ü

aynen görüp işittiğimiz gibi zirvelerimizin birinci entry'sine koyduk.


(ekşi sözlük'teki entry'mden)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder