28 Aralık 2009 Pazartesi

sözlükçülerin genişletilmiş evrendeki karşılıkları

sözlükçülerin, star wars alemlerindeki izdüşümlerinin kendimizce yorumlanması*.

*işbu entry tamamen hayal ürünü olup, gerçek kişi ya da kuruluşlarla bir ilgisi bulunmamaktadır.

--- there is no defense there is attack ---

guru: mace windu. çok iyi ışın kılıcı kullanıyor ancak dogmatik, statükocu ve hatta hissi.

kimi raikkonen: bail organa. öyle hep öğreten, hep dikaktik bir yanı var ya senatörün, o yüzden işte. böyle hep kuralcı, sıkıcı bir hayat. hem bail organa speeder kullanabiliyor. kimi de iyi araba kullanıyordur herhalde. umarım en azından, yoksa sadece özgüven eseri bir nick olmasa gerek.

zenci: lando calrissian. yok len yok, renginden dolayı değil. ne olduğu anlaşılamadığından, hani bir o yana bir bu yana oynuyor ya lando, işte o yüzden. o yüzden zenci’nin de bir gün gelip doğru yolu bulacağına inanıyorum.

black eyed withch: chewbacca. özünde gayet iyi bir insan, tıpkı chewbacca gibi ama davası uğrunda saldırganlaşabiliyor da tıpkı bew gibi. benzemesinin sebebi ise efenim, ikisinin de ne dediğini sadece çevresinin anlaması ama ekran başındakilerin öylece bakakalması.

kaamos: daha önceden de belirtmiş idik zira; aayla secura. hoş bir havası var, kaamos’un da sesi hoş en azından.

arzach: jango fett. malum jango fett klonlanıp, milyonlarca kopyasından oluşan bir ordu galaksiyi ele geçiriyor. sonra da imparatorluk askerleri olarak görev yapıyor. düşünsenize arzach’ın klonlandığını, bir tanesi yetiyorken klonlarının olduğu bir sözlüğü. yazık valla. bir de klonların uysallaştırılmış kopya oldukları söyleniyordu. bobo’dan farkları yok şerefsizim.

darth maul: darth maul. saygıyla anıyoruz. darth maul bir apranti idi, darth maul da bir çaylak.

jar jar binks: mock caterpillar. biliyorum cinsiyetler farklı ve kendisi bir dungan’a benzediğinden dolayı değil kesinlikle. belki car car kısmı benzediğinden olabilir ama..

shimi skywalker: tulay1959. genişletilmiş evrende başka anne gördüğümü hatırlamıyorum. sözlükte de öyle. umarım sonu benzemez de kum adamların elinde heder olmaz.

assert h: obi-wan kenobi. obi-wan, jedi code’a sıkı sıkıya bağlı jedi’lardan biri. code da code. assert h da anladığım kadarıyla iyi bir coder. sözlüğün kodu bozulmasın diye canhıraş çabalıyor, bug’ları düzelttiriyor falan. ya hocam bırak dağınık kalsın, bırak bozulsun, rahat ol yahu. tamir eden birileri her zaman çıkar, dert etme.

author: qui-gon jinn. malum sözlüğe çok şey kattı, hem de çok, tıpkı qui-gon gibi. hep farklı olanın peşindeydi, tıpkı qui-gon’un “güçe dengeyi getirecek jedi” açılımı gibi. aramızdan erken ayrıldı, tıpkı qui-gon gibi. ancak aramızda olmadan da uzaktan bizimle haberleşebiliyor, tıpkı qui-gon jinn gibi. may the force be with you bro.

owencan: sarlacc. hani şu tatooine’deki çukur şeklindeki canavar.

--- there is no defense there is attack ---



(ekşi sözlük’teki entry’mden)

13 Aralık 2009 Pazar

kaamos

kendisini aayla secura'ya benzetmekteyim. ha ne bakımdan, şekil şemal mi derseniz? yok. o kısmını bilemem. görmedim, etmedim. bir maymun, iki maymun. zira içinde bulunduğu grup itibariyle tek dişi moderatör olması tek dişi jedi'ya öykündürüyor durumunu da. işte bu yüzden sırf bu yüzden işte, yaşamdan çok ölüme yakın olduğumuz için; güzeller güzeli aayla gibi bir "order 66" vukuatında ilk harcananlardan olur kanısındayım.

ha şimdi akla "lan o zaman sith kim, yoda kim?" soruları gelir. bakın o kadar karıştırmayalım mevzuyu. sidious kim, yoda kim? kim vader olur, siyaha girer? kim obi-wan olur çölde yaşar detaylarına girmeyelim. şu bir gerçek ki mevcut kadronun hemen hemen hepsi o ortalama jedi'lar gibi sapır sapır dökülürler, zira klasman anca o kadar.

ve maalesef kaamos da aayla'nın felucia'nın renklerinde kendine yeni bir yer edinmesi gibi başka başka ortamlarda yeni bir kaamos'a doğru gider. "for a safe and secure society!.."



(ekşi sözlük’teki entry’mden)

12 Aralık 2009 Cumartesi

can alıcı star wars replikleri

yaşlı obi-wan'ın genç luke skywalker'a cumhuriyet dönemini anlatırken söylediği:
-for over a thousand generations the jedi knights were the guardians of peace and justice in the old republic. before the dark times, before the empire.*

her ne kadar kendisinden çok hazetmesem de, master yoda'nın jedi temple'daki enkaz sonrası obi-wan'a söylediği:
-the boy you trained, gone he is. consumed by darth vader.

ve tabii ki yüce şansölyenin son senato oturumundaki konuşmasının en can alıcı kısmı:
-in order to ensure the security and continuing stability
-the republic will be reorganized
-into the first galactic empire! *

ve üstad'dan tokat gibi bir karşılık daha:
-the attempt on my life has left me scarred and deformed.
-but i assure you. my resolve has never been stronger!

ve bir de şiirsel bir gazlama genç skywalker'a:
-i can feel your anger. it gives you focus, makes you stronger.

kim daha anlamlı "stronga" diyebilir ha? kim?



(ekşi sözlük’teki entry’mden)

domino's pizza

bunlardan herhalde otuz kere falan pizza almışımdır, çifterden altmış diyelim. ya bir kere bahşiş verdim ya da hiç vermedim, tam hatırlayamıyorum. napiim amına koyim her pizza da yakılmaz ki, hep kara hep yanmış.

sonra n'aptım, geçtim little ceaser's'a; ilkinde değil ama daha ikinci siparişte 25 liraya 5 lira bahşiş verdim. onu verirken de düşünmedim değil hani, "lan dominoculara haksızlık mı ettim acaba? bu bir ihanet mi yoksa" diye lakin o para istemsiz çıktı cüzdandan, öyle bir anda.

tamam itiraf ediyorum. eve gelmeden önce yolda acayip sıkışmıştım, umumi bir tuvalete girmek zorunda kaldım. on lira üstü olarak da 4 tane birlik bir de 5 lira verdi helacı (ne fonetik bir sözcük değil mi? iyi ki kenefçi dememişim! ahahaha!). 4 lirayla bir sayısal aldım, 5 lirayı da cüzdana sokuşturdum. sayısal cüzdana girdi, 5 lira pizzacıya gitti. bilemiyorum hep boktan bir şansım olmuştu, belki bu sefer dönmüştür.

not: farkındayım çok sikik bir entry oldu ama formata uydurdum. n'aptım? başlığı işaret ettim, öyle mal gibi gösterdim "aha bu" dedim. gösterince, bu deyince (hani ismi nitelemiş oluyorsun ya, işaret sıfatı meselesi) tanımlamış oluyorsun zira. sözlükte böyle. gerçek hayatta adamı öyle mal gibi gösterip tanımla bakalım napıyorlar? kan mı alıyorlar, trombosit mi ayrıştırıyorlar?
neyse sonra n'aptım? bu dediğimin benzeşiyle söze devam ettim, sonra bokun püsürün içine girdim, pizzacıdan neredeyse hiç bahsetmedim. peki n'oldu? boktan ama legal bir entry oldu. legal terimini çok seviyorum. sözlük jargonunu çok seviyorum. "god bless america" büyüksünüz sözlüğün kanaat önderleri. ufkumuzu genişletiyorsunuz.

oh la la, ukala editi: lidıl sizırs'ı her zaman yanlış yazarım. yine öyle olmuş. intüsiyastik mi ne karın ağrısıysa, onu da hiç berecemem mesela. telaffuz bile edemedim yıllarca, öyle işte. affetsin yüce bilgeler.



(ekşi sözlük’teki entry’mden)

5 Aralık 2009 Cumartesi

önemli olan burada kimin yaşadığı değil

pansiyon manzumeleri nin en mükemmel parçası. bir bukowski klasiği. hatırda tutulması keyifli, ibret alınması elzem dizeler birlikteliği. güney'in üstad'ının factotum dönemlerinden; sigara izmaritleri ve boş içki şişeleri arasından sıyrılan mürekkep izleri:

önemli olan burada kimin yaşadığı değil
kimin öldüğü
ne zaman öldüğü değil
nasıl öldüğü
büyük insanların tanınmışları değil
adı sanı duyulmadan ölenleri önemli
ülkelerin tarihleri değil
insanların yaşamları önemli
masallar düşlerdir
yalanlar değil
ve insanlar değiştikçe
gerçekler de değişir
ve gerçekler durağanlaştığında
işte o zaman insanlar ölecekler
ve böcek, ateş
ve seller
gerçek olacaklar



(ekşi sözlük’teki entry’mden)